Salıp insanı bir başına yeryüzü denen hengameye, günlük hayatın rutin telaşlarında boğuşmak bir yana, bulabileceğine inandığı öteki yarısını aramakla geçer bir de ömrünün hatırı sayılır kısmı.
Yalnız gelinip yalnız gidilecek bu yolculuk tek başına çekilmez. Ne ailenin mutlu sıcağı, ne arkadaş sohbetlerinin en koyu demleri keser insanı bir noktadan sonra.
Bir öğretilmiş aşklar, telli duvaklı prototipler işlenmiştir insanın mutasyonlu genlerine, bir de ta içerisinden kopup gelen önlenemez fısıltıların büyüsüyle uğraşmaktır telaşı.
Aradığını bulmak için önce, ne aradığını bilmek mi gerektir?
Tarifi olmayan, tarife gerek duymayan aşkın reçetesi de yoktur elimizde. Belki bir ömrü, belki bir ömre değecek anı iki gönlün samanlığında bir araya getiren duygu kafasına estiği gibi geliverir, korkarım ki vakti saati dolduysa geldiği gibi de gidecektir.
Sevginin saygıya dönüştürülebilmesi öğütlenir, sevginin yanına saygıyı katmak gelmez nedense akıllara.
Sevgili saygılı çifte katmerli yaşantılara yolculuk nerede başlanacağının tarifi bir define haritası kıymetinde olsa gerektir.
Doğru yer, bazen romantik beklentilerle köşebaşlarında bir çarpışmada, hatta abartıp aşıklar şehrinde bir müzede aynı resme bakarken rastlaşmalarda, bazen işyerindeki kaçamak bakışmalarda, bazen liseli aşıkların uçarı sevdalarında, bazen de kaç bahar sonrası aşıklar parkında çıkabilir karşınıza.
Öğretilmiş hayatlarla radarları açık aşık olmaya şartlanmış arayışlarla da bulunabilir aşk. Aradığın ile bulduğun ne kadar örtüşür bilinmezse de öğrenilebilir bir şey olabilir pekala. Sevdiğinle olmak nasip değilse eğer elindekini sevmek de meziyettir.
Hiç umulmadık mekanlarda da çıkabilir karşınıza aşk. Belki bir plajın güneşe karışmış kumunda, belki bir hastanenin yoğun bakım kapısında, belki de internetteki kurtlar sofrasında.
Doğru zamanı, kendi zamanını bekler aşk, senin benim beklememi umursamadan vakti saatini kollar. Kimi ne zaman çarpacağı belli olmaz Eros'un oku. Bir ömrü aşkı arayarak geçirmiş olsan da tam vazgeçtiğin anda gelip seni bulabilir, bir çift göz aklını başından alabilir.
Doğru insanın doğru olduğunu anlamak için geçmiştir sadece elinde olan. Bulduğunun aşk olduğunu anlamak için zaman geçmesi gerektir. Bazen az bazen çok zaman sonra hala baktığında o bir çift gözün derinine, zangır zangır titreyebiliyorsa için doğru insan için alıp verilmiştir hep nefesin.
Aşkın ömrü vardır, belki de yoktur derdine düşmeden, kişisel beklentilerin tuzağından olabildiğince uzak, üç doğrunun biraraya getirdiği mucizeyi iki insanın kayıtsız şartsız birarada olabilme olanaksızlığı ile taçlandırabilirsen eğer, senden mutlusu yoktur.
Acı çekmekle yüceltilmez aşk, uğruna ciltlerle roman, kıtalarca şiirle süsleyecek iç sıkıntıları ile kıymetlendirilemez. Bir çift gözün dünyası kadardır senin dünyan. Her ne pahasına olursa olsun peşinden gidilebilecek bir hayattır arkana bakmadan.
Şansınadır bundan sonrası bir gün anlatmak için kendine maceran:
Doğru yer, doğru zaman, doğru insan.
Bir de cesaret, tüm bunları yaşayabilmek için.
YanıtlaSil