Selpak Aşklar

Aşk bir zorunluluk gibi, herkes bir an önce bu duygu seline kapılmak zorunda gibi şartlandırılıyor da unutup gidiyor bu içgüdünün vakti saati gelip kendisini hiç ummadığı anda sarıp sarmalayabileceğini. Sağa sola bakınıp çevresinde mutlu çiftler görüp kendinde kusur aramamak için çevresinde mutlu sandığı çiftler gibi olmak sevdasına nice yanlışlar yapabiliyor. Çoğu zaman tensel boşluk ama aslında en çok da içinde kocaman bir boşlukla arıyor varolduğuna inandığı öteki yarısını.

Kolay aşık oluyor kolay dost olduğu gibi. Hemen ulaşıp çabuk tüketiyor. Çünkü seçenek çok, çünkü hep var bir daha iyisi. Aslında istenilen hep daha fazlası, daha fazlasına ulaşana kadar işini görebilmektir becerisi.

Kullan-at modeli aşklar pratiktir, kolay ulaşılır, iş görür, atılır, dert edilmez, yenisi hemen gelir. Pakette sunulur, ucuzdur ama yüzde sert bir his uyandırır, tenle uyumsuzdur, kağıt kokusu ruhta uçucudur.

Ama böylesi bir ilişkide konu aşksa selpak olma durumu karşılıklıdır. İşte insana en çok koyan da budur. Kullanıp atan sadece tüketen değil aynı zamanda ürünün kendisidir. O yüzden her terkedişlik içinde bir kullanılmışlığı barındırır, ruhta yara bırakır.

...

İpek mendili aşklar yaşamak gerektir bu yüzden, herkese nasip olmayan narin dokulu aşklar.

Zor bulunan, kıymetli, pahalı, koruması zor, kolay lekelenen, lekesi iz bırakan, iz bıraksa da atılamayan, dokusu yumuşak, vazgeçilmez derecede önemli aşklardır bunlar.

Köşe başında beklemez, vakti saati vardır. Ya en değerlisini bulmak için beklenmelidir ya da kendi ellerinle nakış nakış dokunmalıdır bu aşklar.

Buldu mu narince dokunmalı, mis kokulara sarıp özenle sinede saklanmalıdır.

Aşk orta malı değildir, kıymetlidir, kıymet bilmelidir.