Bunca yıl kaç deneme, kaç başarı, kaç yenilgi... Kimi zaman bir bırakmışlık kendini, kimi zaman asılmak deli gibi hayata. Kimi zaman da kendini akışa bırakıvermek olduğu gibi, bazen bilinçli bazen farkına bile varmaksızın akıp gidişlerim.
...
Dizginleri elime alıp temkinli ilerleyişlerim de oldu hayatta, yangından mal kaçırırken arkama bile bakmadan kaçışlarım da.
Ben oldum böylece geçen zaman zarfında ama "ben oldum" diyemedim hiç. Bu ben oluş bir tamamlanışlık değil, beni bugüne getiren tüm oluşların bütünü aslında. Hem insan ne zaman tam olur ki zaten? Hayat hiç tahmin etmediğin şeyleri çıkarırken karşına ve daha nefes alıp verecek gün varsa şansına, yani görecek günün kaldıysa hala, daha neler görür neler geçirir bu deli gönül.
Bir bilinçlilik hali de var üstelik; kimi zaman koyvermeyi denesen de kendini, hep bir kendine dönüş, hep bir içine içine düşüş hali.
Olsun; özeti çıkarmak için çok erken daha, hayatın gidişatı bu demek için, son notu vermek için de üstelik.
On yıl önce akla hayale gelmeyecek günleri yaşıyorsam şimdide, bunun bir on yıl sonrası da varsa hakkımda, daha çok şey yaşanacak demektir.
İnişleri çıkışları ile bir saltanat, ciğerlere dolan her nefes, gören göz, hisseden yürek, iki hal-dert olup sohbet edecek adam varsa yanımda-karşımda-ötemde-berimde üstelik, çok da dert edilecek bir konusu yok bu bilinmezliğin.
...
Yarım bardak su yarım bardak sudur aslında. Ne yarısı boş, ne yarısı dolu. İlla sınıflandırıp adlandırma derdine düşmemek gerek. Kendini rahat bırakıp yarım bardak suyla işini görmek varken kalan yarısının ne olduğuna kafa yormak kendini bitirmektir olsa olsa.
...
Henüz 37 yılı tamamlamadı dünya, ben doğdum doğalı güneşin etrafında, şimdi 38.'deyiz. Bunun bir 15-20 yılı hay-huyla geçtiğini düşünecek olursak, elde avuçta kalan aklı başında bir 20 yıl sadece.
Beklenmedik bir durum olmadıkça bir o kadar daha turum olsa gerek diye avuturken kendimi, varsa hakkımda yeni nefesler daha, her mevsimde açmaktır kararım çiçeklerimi. Kimi tomurcuklarım kışlara yenilecek ama yenilmeyenler ömrü şenlendirecek. Vazgeçmek hiç olmayacak kendini atmaktan engin denizlere, korku olmayacak yola çıkmaklardan.
Pes etmek her zaman hakkım, emniyet payı aklını kaçırmaktan. Pes etmek bir vazgeçiş değil, soluklanmak için kısa nefes payları yaşamın.
...
Şimdideki "en kötü gün" geçmişteki "en kötü gün"den daha acı verir hepimize. Geçip giden acılar şimdiki acılar kadar yakmaz canımızı. Çünkü zaman iyileştirmiştir hiç bağlamaz dediğimiz kabuklarımızı.
Ben hazırım hayat, buyur gel; biliyorum güzel bir gelecek bekliyor bizi. Eminim çünkü güzelliği kendinden değil, benim gözlerimde saklı gerçekliğin. Gözlüklerimi atalı da çok oldu üstelik.
0 yorum: