SAYFALAR

Facebook Twitter Instagram Google RSS

1 Eylül 2010 Çarşamba

Bir Kuş Uçur Yeter

İstanbul'un kenar süsü martılar hayatımda böylesi önemli bir yere sahip değilken henüz, ilk kez Sezen sayesinde dikkatimi çekmeyi başarmıştı aslında.

Yıl 1988, Sezen Aksu 88 albümü yeni çıkmış, Sezen bas bas bağırıyor "hep karanlık, hep karanlık, yeter artık yeter, bir avuç kar beyazı, bir adım yol bana" diye ve şarkının bir yerinde sesleniveriyor "bir kuş uçur yeter!"

Mektuplar uçuyor o sıra İstanbul'dan Ordu'ya, Ordu'dan da İstanbul'a, o mektuplara slogan oluyor bu söz ilkin. Kendi cümlelerimizle en vurucu sözleri söyleyemediğimiz zamanlar.

O kuş bir martı olarak algılanıyor nedense, hep bir martı resmi çiziliyor imzanın yanına, öyle öyle daha bir seviliyor bu beyaz kanatlı, kanat uçları gri kuş.

Vapur ardı martılar sonra sonra keşfediliyor, sonra sonra başlıyor simitli yolculuklar. Turuncu gagaları ile yaklaşıp da kapıveriyorlar havada uçuşan rızıklarına, sende çocuksu bir sevinç.

Bir gün o kadar da sevimli bir sesi olmadığını keşfediveriyorsun o güzel kuşun. Bir bayram sabaha karşı adada bir teknede günü onların hırçın sesleri ile erkenden karşılamak zorunda kalıyorsun, hayatında babanın ilk kez küfür edişini duyarak o çok sevdiğin kuşlara. Gülüp üstelik, hak da veriyorsun babanın söylediklerine. O bayram tatilini de unutamıyorsun.

Hayat akıp gidiyor, mektuplar kesilmeye başlıyor ufaktan, hiç bitmeyeceğini sandığın dostluklar yine hiç bitmiyor belki ama araya derin esler giriveriyor, sen kendine bambaşka bir hayat çiziyorsun.

Başka martı sevenlere rastlıyorsun ardından, kendin gibi insanlar tanıyorsun. Martı hayatın merkezi oluyor. Anlıyorsun ki çok geçmeden, orada çizdiğin martının kendisi değilsin sen, sen o çizdiğinin peşindekisin. Düşüveriyorsun sen de önüne ardına bakmadan, koyverip gidiyorsun kendini gökyüzüne.

Ve o gün bugündür uçuyorsun, martı olmadığın halde, peşisıra o beyaz kanatlı kuşun: yaşıyorsun.

...

Ben daha çiçek kadarken
Elime bir avcı düştü
Açtım
Sonra sevdam kadar oldu taç yapraklarım
Bir martı kanadı tutunduğum
Kuşlarla değil
Ekmek kavgasında kaybolmaktan korktum.

Ahmet ORE


Kişisel yolculuğumda kendime yazılar: Sen Mutluluk Olmalısın... Bu hayat yeterince zor ve karmaşık, onu elimizden geldiğince güzelleştirmek ve kolaylaştırmak bize kalmış. Hayatta hiçbir şeyi yapamıyorsak bile en azından başkalarının hayatlarını kolaylaştırmaya çalışalım. Hiçbir şey değilse bile bir tebessüm belki? .............................. Bu sitede yer alan tüm fotoğraflar ve site içeriği aksi belirtilmedikçe şahsıma aittir. İçerik ve linklerde rastlayacağınız olası hataları ahmet@pariste.net adresine mail atarak belirtirseniz çok sevinirim. Ayrıca bu yazı ile ilgili görüş, düşünce ve önerilerinizi yorum bölümüne yazmaktan çekinmeyiniz. İlginiz ve desteğiniz için teşekkürler.

1 yorum:

  1. Dokunma dönüp gerilere, dokun ma çocuk ta bam teline.Hüzün desem,esef desem yara desem yaram desem sana dair yavrum desem .bildiğim hayallerin var ,ya bilmedigim arzuların , duyguların,hevaların çizdigin çizmediğin martıların ve adı sende saklı şarkıların.
    Küsüyorum kadere kelimeye söze sese herkese, seni inciten herneyse, herneye..
    Seni seviyorum yavrum desem biricigim canım desem.sen bende hala o çelimsiz çocuk,çocuklar eli elleri yüregi, sessiz çıglıklar yüklü, söylenmedik öyküler prensi,merhamet ve ve vakar tanrının düze indirdigi onurusun. sadece gülümse biliyorum ve bil ki bütün martılar yalan, sadece ve sadece medidir güzel olan

    YanıtlaSil

BİLGİ VE TEŞEKKÜR

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Powered by Blogger.