SAYFALAR

Facebook Twitter Instagram Google RSS

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Yediveren


Bahçede açan yediveren güllerini hatırlıyorum, yedi mecazdı, yediden fazlaydı. Mis gibi kokan gül kurusu renginde taptaze kadife güller.

Bahçeler sulanırdı ikindi vakitleri, piknik tüpü üzerinde aluminyum demlikte demlenirken mis gibi çaylar. İlla bir paket "petibör", biraz peynir biraz zeytin. İyi günündeyse valide sultan emaye kapta getirdiği patates kızartması ile şenlenirdi gazete üzeri sofralar. Sonra çay damlardı da o gazetenin üzerine, sıra sıra dörtlü çatal delikleri açardım.

Kışsa camlar buğulanırdı resimler çizerdim cama, annem kızardı. Çok sonra anladım buğulanmış cama resim çizince camın neden kirlendiğini.

Yazsa bahçeye taşınırdı masa, illa bir komşu, mümkünse komşunun çocukları; en basit, en leziz sofralarda hiç bitmeyecek sandığım mutluluklar yaşanırdı.

Kepenk sesini hatırlıyorum, sabahları komşuları rahatsız etmekten çekinip usulca açılan, akşamları günün tüm hayatı doldurduğu dükkanın vitrinini o yoğun demir gürültüsüne aldırmadan örttüğümüz; fransız usulü tuhaf bir kahve-bordo karışımı o kepenkleri.

Komşuların birbirlerine çekinmeden anahtarlarını verdiği zamanlar, uzun sohbetler etmek için uzun vakitlerin olduğu yıllar. Gençliğin heyacanına rağmen aynı şeyi en az elli kez anlatan yaşlılara saygıyla tebessüm edilen sabır günleri.

Bahçesinde güller açardı ya hiç koparıp vazoya koymak gelmezdi aklımıza, vazomuz bahçemizdi. Gül olmazsa kazara, ortancalar başlardı saltanata; ortanca mı bitti, komşu bahçesinden leylaklar yetişirdi imdada.

Yirmi dokuz yıl süren, iliklere kadar işlemiş o hayat biçiminin on yıl olmuş ömrü tükeneli. Şimdi dönüp bakınca hepsi bir rüya sanki, hepsi başkasının hikayeleri.

Devirler bitmiş, günler geçmişte kalmış sade ama samimi bir tebessümle anılan eski bir yaşam; o bina yıkılmış, bahçesi betonla kaplanıp köşeye iliştirilmiş beton saksılar.

Yediveren güllerinin yerinde yeller esiyor şimdi. Hikayesiz hayatlar tükeniyor beton bahçelerinde ama artık ne gelir ki elden, gelen geçmiş yaşanan bitmiş; herkes payına düşeni yaşarmış bilirim, ben güzel yaşadım, o yediveren günleri için teşekkür ederim.

08.07.2011 Paris

Ahmet ORE


Kişisel yolculuğumda kendime yazılar: Sen Mutluluk Olmalısın... Bu hayat yeterince zor ve karmaşık, onu elimizden geldiğince güzelleştirmek ve kolaylaştırmak bize kalmış. Hayatta hiçbir şeyi yapamıyorsak bile en azından başkalarının hayatlarını kolaylaştırmaya çalışalım. Hiçbir şey değilse bile bir tebessüm belki? .............................. Bu sitede yer alan tüm fotoğraflar ve site içeriği aksi belirtilmedikçe şahsıma aittir. İçerik ve linklerde rastlayacağınız olası hataları ahmet@pariste.net adresine mail atarak belirtirseniz çok sevinirim. Ayrıca bu yazı ile ilgili görüş, düşünce ve önerilerinizi yorum bölümüne yazmaktan çekinmeyiniz. İlginiz ve desteğiniz için teşekkürler.

0 yorum:

BİLGİ VE TEŞEKKÜR

İLETİŞİM FORMU

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Powered by Blogger.